Dün bütün Türkiye, hatta bu kirli savaşın tüm tarafları, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın öğle saatlerinde yapacağı basın toplantısında ne diyeceğini merak ediyordu... "Kobani bahanesi" ile çıkan olaylar sonrasında, yangına körükle giden Hüda-Par'ın "Çözüm süreci bitmiştir" iddiasına karşılık, HDP'li Demirtaş'ın söyleyecekleri önemliydi... Demirtaş, bir gece önce "Bir şekilde mesajlaştıklarını" belirttiği Öcalan'ın provokasyonlara dikkat çektiğini anlattı ve "sağduyu" çağrısında bulundu... Hatta, 2 gün önce Diyarbakır'daki bazı STK'ların çabaları için de "Allah razı olsun" ifadesini kullandı... Bu mesajı anlamlı buluyorum... Çünkü, gizli bir elin yaktığı ateşin hedefi anlaşılmıştı... Çıkan olaylarda, 25 canı kaybettik... Ve olaylardaki garipliklere bakıldığında; o gizli eli görmek mümkündür!.. Tunceli'de bayan garson çalıştırılan birahanenin yakılmasının PKK'nın ideolojisiyle ne ilgisi var?.. Akli dengesi bozuk sakallı bir çobanı, IŞİD militanı diye öldürmek de öyle... Ya da evlerinin önünde oturan ve Türkçe bilmeyen iki Suriyelinin IŞİD'çi oldukları iddiasıyla öldürülmesine ne denir?.. Provokatörlerin, saldırı yapılacak ev ve işyerleri ile kamu binalarını işaretledikleri iddiaları da var ortada... Herkesin bu "garabet" karşısında oturup düşünmesi gerekir... Atatürk büstlerini yıkıp, Türk Bayrağı'nı yakmak isteyenlerin amacı; bu yangının bütün yurdu sarmasını sağlamaktı... O yüzden dün yükselen "sağduyu" çağrılarının zamanlaması anlamlıdır ve bu sesler, provokatörlerin hevesini kursağında bırakacaktır... Ve bin yıllık kardeşlikte et-tırnak olan bu milletin çocukları, birlikte yaşama isteğini yüreklerinde taşıdıkları sürece; o gizli eller, bir daha da ortaya çıkamayacaktır... Elbette fırsat vermemek lazım!..
